Amerika Hakkında Faydalı Bilgiler Blogu!

25 Aralık 2012 Salı

Amerika'da yalnız seyahatler

Bu sefer Gülhane Parkı'nın ceviz ağacı siz mi oldunuz? 


Sayın ceviz ağaçları veya yalnızlar, alınmayın gücenmeyin. Yalnız kaldım diye planlarınızı ertelemeyin.
Yalnız konsere gitmek, sergiye müzeye gitmek gezmek dolaşmak tamam da, yalnız tatile gitmek deyince hımm.. diyoruz çoğumuz. Demeyin yahu, denediniz mi hiç? Kötü mü geçti? Bir daha deneyin, hele Amerika gibi yerde, kötü geçer mi hiç?



Öncelikle yolculuğumuzu planlamamız gerekir. Süremiz ne kadar, nereleri gezmek istiyoruz, bütçemiz nedir vs.


Eğer vaktiniz varsa ben arabayla gezmeyi öneririm. Arabasız gezmelerde de taksiye çok para harcayacağınız planlar yapmayın, öyleyse araç kiralayın. Araba büyük bir imkan, hele ki Amerika gibi yerde.
Öncelikle kendinize Google Maps'i kullanarak rotalar çizin. 20 gün mü süreniz var, 3500-4000 mile lık bir mesafe idealdir bana göre. Tek şoför olacağınız için fazla yorulmayın. Asıl vakit geçirmek istediğiniz yerlere sabahtan ulaşın, aralarda kalan geçmek zorunda olduğunuz şehirlere gece varın, zaten gezmek istemediğiniz bu şehirler küçük, pek talep görmeyen yerlerdir, otelleri ucuz olur. Mışıl mışıl uyuyun. Dura dura gidin yollarda, yormayın kendinizi, zırt bırt resim çekin, kendi kendinize şarkı söyleyin, eğlenin. Düşüncesi size hoş gelmiyor mu? Ooh mis, bence.

Toplam mesafenize ve gezeceğiniz şehirlere/eyaletlere karar verdikten sonra, tripadvisor sitesinden nerelerde yapılacak neler var onlara bakıp, nerede ne kadar zaman geçireceğinizi belirledikten sonra plan daha çok şekillenecektir.
Saat kaçta yola çıkacağınızı ve saat kaçta nerede olacağınızı, ne kadar kalıp tekrar yola ne zaman çıkacağınıza karar verdikten sonra iş kalacak yer ayarlamaya geliyor.
Ben 2011'de resimde görülen 1991 model, 140.000 mildeki Acura Legend'ım ile yaklaşık 4000 millik Illinois-Indianapolis-Ohio-Pennsylvania-Maryland-New Jersey-New York-Connecticut-Massachusetts-New Hampshire-Vermont-New York-Ohio-Indianapolis-Illinois rotasını yapmıştım tek başıma araç sürerek, 25 gün kadar sürmüştü. Ama süre konusunda çok rahat bir yolculuk geçirmiştim. Bu yolculuğum boyunca hep ya motel6 de ya da super8 de kaldım. Fiyatları gecelik $45-$70 civarında, bu iki otel arasındaki farklara "turist ömerler için Manhattan, New York" başlıklı yazımda değinmiştim.
Ucuz olsun derseniz arabada yatabileceğiniz gibi, couchsurfing websitesini de kullanabilirsiniz.
Couchsurfing, insanların birbirinin evinde misafir olduğu bir websitesi. Aklınıza kötü şeyler gelebilir evet, benim de gelmişti ancak referansı iyi olan kişileri tercih ederseniz sorun yaşamazsınız. Bence amacına uygun, doğru dürüst işleyen bir sistem kurmuşlar.

Yolda ilginçlikler olmuyor değil,  otobanda hoplaya zıplaya giden geyikler, laf atan diğer sürücüler vs. gibi.

Newyork'da otel görevlisi benim yepyeni kıyafetlerimi koyduğum poşeti çöp sanıp atmıştı. Tadınızı birşey kaçırmasın bu fırsatı bir daha uzun bir süre yakalayamayabileceğinizi unutmayın.

İyi bir roadtrip'çi olursanız şirinleri görebilirsiniz :)




Roadtrip'te en korkunç şey arabanın bozulması ve kaza yapmaktır. Öncelikle biz öğrenci adamız, biyere çarpsak parasını ödeyemeyiz. O yüzden garantiye almak için 1 aylık bir full coverage yaptırabiliriz aracımızın sigortasını, en fazla $200'a patlar. Sonra istediğiniz yere çarpın :P


İkincisi, arabamızın bozulması, yine biz henüz kefeni yırtamamış/öğrenci adamlar/cebi delikler  vs. olduğumuzdan ötürü arabamız bozulursa ayvayı yemeye birhayli meyilliyiz. Bunun için ne yapmalı, bu riski göze almalıyız. Arabamız bozulursa, ve masrafı çok çıkarsa, bulun birini satın, uçak bileti alın dönün. Ne olacak ki? Tecrübe tecrübedir, Amerika'dasınız fırsatlarınızı böyle endişelerle kaybetmeyin.
21 yaşında arabayla yaptım, hiçbişey olmadı. Arkadaşım da 96 model arabayla yapmıştı, onun arabası 160.000 mildeydi, rotası da 8500 mildi, hiçbişey olmadı. Arabanız da kendine gelir hem, bir ömürdür aynı sokakta sıkılmıştır, gezdirin sosyalleştirin.



Gelelim arabanız olmadığı duruma, bunun tek iyi yanı navigasyona para vermeyeceğinizdir.
Planlarınız arabayla roadtrip yapmak kadar tıkır tıkır işlemez. Arabayla gezerken şu saatte şurada olucam der olursunuz, arabasızken bütün evren size yüzünden başka yerlerini dönebilir: otobüs kaçar, taksi gelmez, uçak kalkmaz, market erken kapatır aç ve sefil kalırsınız.
Korktunuz mu? Hayır mıı? Cevizleriniz düştü yahu, durun toplayayım aa..

Arabasızken şehirler arası gezmek ayrı şehir içi gezmek ayrı sorundur.
Şehirler arası ulaşım için uçak veya otobüs bileti almak kolaydır, peki ya hayatınızda hiç görmediğiniz duymadığınız bir şehirde taksi yerine otobüse binmek isteseniz, nereden bileceksiniz hangisine bineceğinizi? İşte bu noktada yine, google amcamız imdadımıza yetişiyor. Gitmek istediğiniz yerleri google maps'e yazıp, ulaşım aracını otobüs seçtiğinizde size hangi otobüse bineceğinizi söylüyor. Sistem düzgün de çalışıyor.
Düşünsenize İstanbul'da böyle birşey olduğunu, türk işi olunca, yolunu doğru bilen de şaşırır aman diyim biz böyle iyiyiz.

Şehirlerarası uçak biletlerini kayak ve skyscanner sitelerinden takip edebilirsiniz. Tren için amtrak, otobüs içinse greyhound şirketlerini kullandım ben gerektiğinde. Bazen bulunduğunuz şehirden gitmek istediğiniz yere uçak bileti mesela $200 iken, 50 mil aşağıda başka bir şehirden $90 olabiliyor, böyle bir durumda diğer şehre gidip oradan binerek tasarruf edebilrisiniz. Bu fırsatları kaçırmamak için, söylediğim 2 websiesinde kalkış ve varış yerlerinin yanındaki "yakındaki hava alanlarını da ara" seçeneğini tıklayın.

Eskiden şehirler arası yolculuğu otobüs ile yapmak için Greyhound'un Discovery Pass'leri olurdu. Mesela $300 verir 30 gün istediğiniz kadar, istediğiniz yere giderdiniz yer buldukça greyhound ile ancak 30 Eylül'de kaldırmışlar. Onun yerine Greyhound'un sitesinde Services and Routes kısmında en altta görebileceğiniz bir kaç paket rota eklemişler.
Bunlar işinizi görmez ise tours4fun sitesinden de faydalı roadtripler bulmanız mümkün.

Şehir turları için de tours4fun sitesi güzel bir kaynak, asıl amacı bu zaten sitenin.


Yazacak başka bir şey bulamadım. Umarım herkes dilediği yolculuğu güzelce yaşar. Yalnızım deyip ertelemeyin, vazgeçmeyin.
Evde oturup ne sen benim farkımdasın ne de polis farkında diyeceğinize yola çıkın, aman dikkat arabayla gidecekseniz polis çok da farkınızda olmasın, cezalar acayip yüksek Amerika'da.

Son olarak, bu resmimle noel babaya selam edip

HERKESE MERRY CHRISTMAS!!

diyorum.




Oralarda biryerlerde, şuan bu blog'u okuyanlar içerisinde elbette benden iyi bilenler vardır.
Bu adamlar niye yazmaz?
İşte onlar da buraya yazsın, yorum yapsın. 
Desin ki bu da var bunu da yazın. Bana mail atsın yayınlayayım.
Bana dediğim şuraya: fatihgork@hotmail.com
Görüşmek üzere,
Fatih.


Devamını oku...

22 Aralık 2012 Cumartesi

Gezin görün : New Jersey'nin tarihi köyü Historic Cold Spring Village Cape May, New Jersey

Merhaba New Jersey'de sakin bir yer arıyorsanız, tam size göre bir yer: Historic Cold Spring Village.
Cape May, New Jersey 'de yer alan bu köyde 1789-1840 yılları arası South Jersey'de yaşanmış olan köy hayatı işleniyor. Binaların, evlerin, köy sakinlerinin, size 18. ve 19. yüzyılı yaşattığı bu yerde, sakin bir gezi sizleri bekliyor.

Giriş ücreti çok ucuz, size bir sticker veriyorlar, bilet niteliğinde. Ben bu sticker'ı geziden sonra arabamın bagaj kapağına yapıştırmıştım :)
Geziniz köyde yürüyerek 2 saat civarı tutar, dilerseniz girişten hemen sonra karşıda sizi bekleyen bankta oturarak fayton bekleyebilir ve onunla gezebilirsiniz. Faytonda rehber var, size binaları göstererek açıklamalar yapıyor, binaları gezmek isterseniz faytondan inmeniz gerekiyor. İşiniz bittiğinde ise boş fayton bulmak için ya başlangıca geri dönmeli ya da yürüyerek devam etmelisiniz. Ancak oradaki ambiyans sizi yormaktan ziyade rahatlatıyor. Biz fayton kullanmadık.



Bu köyün haritası, okunaklı olması için büyük boyutta koyuyorum:
   
Geziden sonra, köyün çıkışına yakın hediyeler alabileceğiniz çok güzel el yapımı ürünlerin satıldığı büyükçe bir mağaza var. Yorulduğunuzda dinlenmek için kullanabileceğiniz yerlerin ve yemek yiyebileceğiniz dükkanların dışında burada da yorgunluğunuzu atabilirsiniz.
 


Markette 18. yüzyıldan günümüze gelmiş bu kasa dikkat çekiyor.



 Detaylı bilgi için: http://www.hcsv.org/

Herkese iyi eğlenceler!



Oralarda biryerlerde, şuan bu blog'u okuyanlar içerisinde elbette benden iyi bilenler vardır.
Bu adamlar niye yazmaz?
İşte onlar da buraya yazsın, yorum yapsın.
Desin ki bu da var bunu da yazın. Bana mail atsın yayınlayayım.
Bana dediğim şuraya: fatihgork@hotmail.com
Görüşmek üzere,
Fatih.
Devamını oku...

18 Aralık 2012 Salı

Kaç kişi Atlantic City'yi duydu? Ya New Jersey?

Selamlar, selamlar..


Uzun bir ara oldu, meğersem çalışırken daha çok vaktim varmış. İstifa edip iş aramaya başladığımdan beri bir türlü yazamadım.



Neyse..
Atlantic City için ne dediler? Amerika doğu kıyısının Las Vegas'ı.. New Jersey'de yer alıyor.

Bence muhteşem bir şehir...
Atlantic City Down Beach



The Pier Shops at Caesars
New York'daki alışveriş çılgınlığını yakalayamasa da, çok aratmaz.
Aslında, Atlantic City ve New York'un birbirinden daha kârlı olduğu birçok nokta var.
Eğer ne alacağınızı az çok biliyorsanız, ve bir ürüne fahiş fiyatlar vermek amacında değilseniz Atlantic City öne çıkar çünkü vergi ödemezsiniz.
New York'un Madison Avenue'sundaki Gucci, Burberry, Louis Vuitton gibi mağazaları Atlantic City'de de bulabilirsiniz.
Bunun yanında, New York'u öne çıkaran, high end ürünleri çok büyük indirimle satan mağazalar gördüm. Bu mağazalarda 4-5 bin dolarlık ürünleri 1500 dolara, 1000 dolara satıyorlar, lakin bu mağazaların birkaçını gezerken arabamı 2000 dolara aldığımı kendime hatırlatarak girdiğim gibi çıktım!

Neyse,
Atlantic City bir çok açıdan gezilip görülmesi gereken bir yer.
New York ile kıyaslamaya devam edersek, New York'da:
1. Alışveriş,
2. Daha çok imkan
3. Özgürlük Heykeli
4. Times Meydanı
5. New York'a gittim, gördüm yendim deme imkanı!
 bulunmakta.

Buna karşılık Atlantic City'nin:


1. Alışveriş'te çok da geri kalır yanı yok. Özellikle
Tanger Outlets (The Walk) ve the Pier Shops at Caesars muhteşem imkanlar sunuyor. Ek olarak, Pier Shops at Caesars daha çok Burberry, Gucci, Louis Vuitton, Hugo Boss gibi pahalı markaları içeriyor.
2. New York'da daha çok imkan var tamam, ama trafiği çekilmez kirliliği çekilmez rüzgarı çekilmez.. Atlantic City daha sakin, sessiz, ferah bir şehir.
3. Özgürlük Heykeli yok ama kumsalı var. Down Beach'ı var. Ama dikkat edin köpekbalıklarına yem olmayın! Şaka maka, ama öyle bir efsane var. Yüzerken bir gözünüz cankurtaranlarda olsun, onlar uyarıyor :P
4.New York'un Times Meydanı ile Atlantic City'nin gece hayatını karşılaştırabiliriz. O da nesi.. Wooohoo.. Atlantic City gece hayatında falan, demiştikya Doğunun Las Vegas'ı diye. Aman aman.. Ne ararsanız..
5. Atlantic City 'ye kendiniz için New York'a hava atmak için gidin :)








Atlantic City şehir olarak da çok güzel. Dediğim gibi ferahlatıyor, insanı boğmuyor. Yerlileri arkadaş canlısı. New York gibi bir koşuşturmaca içinde değiller. Yandaki resimde gördüğünüz deniz atı aslında bir posta kutusu. Sokağın adını artık hatırlayamıyorum ancak Pennsylvania tarafından Atlantic City'ye geçip Down Beach'e giderken geçtiğimiz bir sokakta çekmiştim sanırım. Bu sokakta bütün posta kutuları böyleydi, çok güzel değil mi?










Atlantic City'deki Trump Taj Mahal casinosu ve bir gece klübünün billboard'ı:






Atlantic City'de gürültüden uzak sessiz sakin bir yer daha var.. Cape May Historic Village.. 1800'lü yıllarda New Jersey'de bulunan bir köyün birebir replicası.. Giyimler, dükkanlar.. Bununla ilgili resimlerimi de bir sonraki yazımda paylaşacağım.


Oralarda biryerlerde, şuan bu blog'u okuyanlar içerisinde elbette benden iyi bilenler vardır.
Bu adamlar niye yazmaz?
İşte onlar da buraya yazsın, yorum yapsın.
Desin ki bu da var bunu da yazın. Bana mail atsın yayınlayayım.
Bana dediğim şuraya: fatihgork@hotmail.com
Görüşmek üzere,
Fatih.

Devamını oku...

29 Kasım 2012 Perşembe

turist ömerler için Manhattan, New York

Sayın turist ömerler aldınız turist vizenizi geliyorsunuz, turlara falan katılmayın zaten ne gerek var. Amerika'dasınız yolda böcek görseniz ilginizi çekecek. Tur niye tutuluyor işte gezdirsin göstersin falan, bunu nasıl kendi başınıza yapacağınızı anlatacağım bu yazıda. Kılavuzunuz ben olacağım,bakalım burnunuz.. Öhö öhöm neyse evet devam edelim..













Amerika'da eğer gezeceğiniz tek bir yer var ise, tripadvisor sitesinden iyice araştırın.. Yorumları okuyun, kalacağınız oteli hostel sitelerinden veya online booking sitelerinden ayarlayabilirsiniz. Amerika'da New York gibi 1-2 şehir dışında motel6 adlı otellerde ucuza kalabilirsiniz. Motel6 odalarında yatak televizyon ve duştan başka bişey bulunmaz. Biraz daha konfor olsun derseniz 10-15 dolar fazlasına super8'de kalabilirsiniz. Super8 otellerinde ek olarak kahve makinanız, kurutma makinanız, ütünüz, buzdolabınız,etejeriniz, masanız ve dolabınız olur.

NewYork'dan başlamışken NewYork'u anlatayım bu yazımda.
Öncelikle Manhattan'da central park ve statue of liberty'ye gitmelisiniz. Times Square de olmazsa olmaz.


















NewYork'da arabam yok diye hiiç çekinmeyin. Metro hatları süper çalışıyor sizi heryere götürecektir lakin, kaybolmamak için büfelerin birinden metro haritası alın. Anlaması kolay ve çok yardımcı oluyor. 3 senedir saklarım. Biletleri metro istasyonlarında merdivenlerden indikten sonra göreceğiniz makina veya büfelerden alabilirsiniz.

New York'da öğrenci değilseniz, sıkıntıya gelemezseniz güzel bir otelde kalın.
roger smith hotel diye bir otel var, müdürü türk. Oradan fiyat alın size indirim yapabilirler, otel çok güzel. Suitinde kalmıştık biz çok güzel bir fiyata, sırf Türk olduğumuz için bir de arkadaşımızın referansı ile gitmiştik. Ama referans olmasa da indirim alırsınız, rahat bir yerde kalmakta fayda var. Times meydanına da çok yakın, detaylar için:
www.rogersmithlife.com
www.rogersmith.com
501 lexington ave
new york, ny 10017



Gelelim alışverişe, NewYork'da her türlü markanın mağazalarını bulabilirsiniz, ancak 3 kuruşa birsürü ürün alacağınızı sanmayın, onlar aptal değil. Ben Türkiye'de pahalı diye diesel kot alayım demiştim 280 dolar fiyat çekmişlerdi. Yuh dedim çıktım.  O da nesiydi, ebesinin gözüydü, zaten diesel kotları da hiç sevmem :P
Ünlü markaların mağazaları için 5th avenue ve madison avenue'da gezmelisiniz.
Mağazaların listesi için tıklayın:
http://www.nyc.com/best-of-new-york/best_of_fifth_avenue.s1903/
http://www.nyctourist.com/shopping_madisonave.htm

Bunların yanında Macy's e kesinlikle uğrayın, 9 katlıydı sanırım. Bir gününüzü komple ayırın, bizim YKM'lerimize boynerlerimize benzemez, alışverişten nefret eden biri bile olsanız orada kendinizi kaybedeceksiniz.

Saatleri seviyor ama ucuza kapatmak istiyorsanız New York'da yahudi dükkanları olur. Kuyumcu tarzı dükkanlarda, ikinci el çok iyi durumda saatleri uygun fiyata ama sadece nakit para ile satan dükkanlar olur. Bu dükkanlara girer saatlere bakarsınız, çıkmak istediğinizde o da nesi! kapı kitli olur. Korkmayın bu adamlar sizi kesmeyecek veya organlarınızı çalmayacaktır, sadece mağazadaki görevliden çıkacağınızı söyleyip kapıyı açması için izin istemelisiniz. Bu dükkanlarda ikinci eli bile çok pahalı olan saatler bulunabildiğinden böyle bir güvenlik önlemi koymuşlar ben çok korkmuştum çıkamadığımda, siz korkmayın çünkü çok komik görünüyorsunuz.

Son olarak Trump Tower'da starbucks var. Orada kahve içmeden de gelmeyin, ayrıca Donald Trump'ın kıyafet koleksiyonundan ürünleri de inceleyip satın alabilirsiniz :)
Devamını oku...

26 Kasım 2012 Pazartesi

Birkaç iyi turist

peyniiiiiiiiiiiiiiiiiiiiir




Öğrenci ve çalışma vizeleri daha komplike ve uzun konular olduğu için onlardan ileriki günlerde bahsedeceğim, bugünlük turist vizesine bir göz atalım.

Öncelikle vize görüşmesine girmeden önce netten doldurduğunuz formda, ben 6 ay kalıcam diyecekseniz geçerli bir sebebiniz olsun. Turist adam gezmeye gider, dünyanın en çok gezen adamı bile amerikadan sıkılır 6 ayda, vize memurları salak değil. uzun süre vize almak için, "gidicem uzun süre kalıcam" demektense, sık sık gitmenizi gerektirecek sebeplerinizi söyleyin. Arkadaşınız mı var, aileniz mi var, iş nedeniyle mi vs. bunları güzelce açıklayın. Nette verdiğiniz cevaplar ile görüşmede vereceğiniz cevaplar aynı olsun, yalan söylemeyin yani.

Amerika vizesinde onay almak iki temel esasa dayanır:
1. Geçerli, Amerika'nın başına bela olmayacağınızı gösteren bir sebep.
    - Kalkar da İngilizceniz olmadan turist vizesine tek başınıza başvurursanız vize alamazsınız. Sorarlar sen dumanla mı haberleşicen diye. Aman ben vücut dili biliyorum falan diye şaka yapmayın. Bunlar kötü şakalar aman diyim
    - Amerika'ya turist vizesi ile gidip, ayağı kayıp düşen $5000 hastane faturası kesilen adamlar var.Gidip de Amerika'nın başına bela olmak budur. Böyle bir durumda neler olacağından da (Hastane faturaları, charity ler collectionlar.. ) ileride bahsedicem. Komik de değil.
    - Amerika'nın başına bela olmanın bir başka yolu da gidip gelmemek, kaçak göçek kalmaya çalışmaktır. Eğer böyle bir amacınız varsa zaten gitmeyin orada sicilinizi bozduğunuzla kalırsınız o scarface hikayeleri yok artık Amerika'da kaçak işçiler hem kan ağlıyor hem de gittiği yoldan dönemiyor.
Vize memurları bu durumu yok etmek için size sorular sorar bu soruların amacı geri döneceğinizden emin olmaktır. Vize görüşmesin de sorulan soruların yarısı bu amaca yarısı da maddi durumunuza yönelik olur zaten.
Dönünce neler yapacağınızdan bahsedin, buradaki planlarınızdan.
Turist olarak giden adam öğrenciyse gelip burada okula başlayacağından bahsetsin, değişik planlarından söz etsin. Öğrenci değilse geriye kalan konu iş zaten. Gelip işine gücüne bakacağından bahsetsin öğrenci olmayanlar da.

2. Maddi kaynağınız. 
         Ortalama bir uçak bileti $700-$1000 arasında olup, en ucuz oteller 1 kişi gecelik $45 civarında, 2 kişi $60 civarındadır. En cuzi şekilde yemeğinizi yeseniz günde $20 civarı yemeğinize, haftada 1 çamaşır yıkasanız bu size $5 a mal olur. Araba kiralamak 1 haftalık ortalama $300 civarına gelir, düşük sınıf araçlarda. 1 hafta tatile gidiyorsanız kalkıp bunların toplamı olan $1500'lık bir hesap cüzdanı göstermektense $3000-4000 gösterin en az. Hatta mümkünse 6-7 göstermeli. 1. ve 2.adımları yerine getirdiğinizde vize almanız için bir engel kalmayacaktır.

Turist vizeleri B-1 ve B-2 olmak üzere 2 türde basılır.
B-1 vizesi iş amaçlı ziyaretlerde, B-2 vizesi tamamen gezme görme amaçlı ziyaretlerde kullanılır.


Herhangi bir sorunuz var ise ve kesin cevap almak isterseniz İş Bankası'na yatıracağınız 30$gibi bir ücret karşılığında pin kodu alarak konsolosluğu arayıp, birebir yetkililer ile görüşerek sorularınızı sorabilirsiniz. 

Ben yalnız yolculuğu da çok severim, gezmeyi falan. Bu yüzden bir sonraki yazımda Usa'ya tek başına gidecek arkadaşların veya tura katılmadan kendi gezmek isteyen grupların işine yarayacak bir yazı yazacağım.




Oralarda biryerlerde, şuan bu blog'u okuyanlar içerisinde elbette benden iyi bilenler vardır.
Bu adamlar niye yazmaz?
İşte onlar da buraya yazsın, yorum yapsın. 
Desin ki bu da var bunu da yazın. Bana mail atsın yayınlayayım.
Bana dediğim şuraya: fatihgork@hotmail.com
Görüşmek üzere,
Fatih.

Devamını oku...

23 Kasım 2012 Cuma

Amerika'ya gitmeden önce plan yapmalı

Eveet, Amerika'ya gitmeye karar verdiniz vereceksiniz düşünüyorsunuz falan.. Artık bizden birisiniz, mikrobu kaptınız

.

Amerika'ya gitmek kolay değildir.
Gidiş masrafından ziyade yaşınız, maddi durumunuz, eğitiminiz vize almanızda önemli etkenlerdir.

Eğer amacınız gidip gezip gelmek değilse, yanlış bir şey yapmamak için kesinlikle acentalardan yardım almanızı öneririm. Hatta turist vizesinde bile destek alın. Biraz fazla bir ödeme yapmanız gerekir ama işleriniz daha düzgün yürür.
Red almayın, red alacaksanız gitmeyin etmeyin eylemeyin arkadaşlar sicilinizi bozmayın. Sorarlar niye red aldın diye, yapmayın. Amerika'ya Bulgaristan'a gider gibi gidilmez. 1 harcayacaksanız 3 olsun cebinizde.

Amerika, gidince dönmesi çok zor biryerdir. Alışırsınız. O yüzden planınızı düzgün yapmalısınız. Ne kadar kalmak istiyorsunuz, sonunda ne elde etmek istiyorsunuz? Tecrübe mi, vatandaşlık mı, eğitim mi, eğlence mi gibi.. Ki sonra gelince amanın olmadı demeyin. Ne istediğinizi bilin, alın gelin.

Planınıza göre vize türünüz belirlenir. Sonra belgeler hazırlarsınız. Konsolosluğa mülakata gidersiniz. ABD konsolosluğuna mülakata gitmek dişçiye gitmek gibidir, aşı olmak gibidir. Mülakattan önce kafanızda hep dananın kuyruğu olur. Hep beraber koparacağız o kuyruğu.
Vize sürecinde dikkat edilmesi gerekenleri, mülakat örneklerini vs. zamanla burada paylaşacağım.

Bu arada benim bugüne kadar en sık gördüğüm vizeler şunlardı:
F1  M1 eğitim vizeleri
J1 H1 H2 E2 Çalışma vizeleri
B1 Turist vizesi

Bu arada, happy thanksgiving!

Oralarda biryerlerde, şuan bu blog'u okuyanlar içerisinde elbette benden iyi bilenler vardır.
Bu adamlar niye yazmaz?
İşte onlar da buraya yazsın, yorum yapsın. 
Desin ki bu da var bunu da yazın. Bana mail atsın yayınlayayım.
Bana dediğim şuraya: fatihgork@hotmail.com
Görüşmek üzere,
Fatih.



Devamını oku...

22 Kasım 2012 Perşembe

Merhaba

BİR BERBER BİR BERBERE BİRE BERBER SENİ BERBER SENİ AMERİKADA YERLER DEMİŞ

                                        


Bu blog'u, Amerika'yı merak eden, Amerika'ya gitmeyen isteyen, Amerika'da başına iş gelmiş amanın ne yapacağım diyen onu diyen bunu diyen Amerika sevdalılarına fikir olsun diye yazacağım şeyler ile dolduracağım..



Benim adım Fatih. Endüstri Mühendisiyim. 
İlk kez 2009 yılında Amerika'ya work and travel ile gittim, 1 yıl sonra mezun olup internship'e gittim. Toplamda 3 yıla yakın Amerika'da yaşadım ve çalıştım. Bu süre boyunca bir çok şey yaşadım, vize görüşmelerinden iş sponsorluklarımın reddine, j1 vizesinden waiver'a, waiver'dan h1 vizesine, araba almaktan kaza yapmasına, hastalanmaktan collection agency'sine kadar, ve bunları burada sizlerle paylaşacağım. 



Oralarda biryerlerde, şuan bu blog'u okuyanlar içerisinde elbette benden iyi bilenler vardır.
Bu adamlar niye yazmaz?
İşte onlar da buraya yazsın, yorum yapsın. 

Desin ki bu da var bunu da yazın. Bana mail atsın yayınlayayım.
Bana dediğim şuraya: fatihgork@hotmail.com

Görüşmek üzere,
Fatih.




Devamını oku...