Work and Travel için yapılacak mülakatlar, tıpkı buradaki iş görüşmelerinizde olacağı gibi "o işe doğru kişi olup olmadığınızı" anlamaya yöneliktir.
Genellikle İngilizce'si orta düzeyde olan adaylar bu mülakatı rahatlıkla geçerler.
Usa'da yapacağınız iş ile ilgili, work and travel için, pek bir tecrübe aramazlar. Olsa iyi olur tabi, ancak tecrübe yok diye de işi kaybetmeniz pek olası değildir. Zaten gideceğiniz işler, yılın 12 ayında, sürekli 3-4 aylığına gelip giden kişilerle dönüyordur genelde. Siz haziranda gider eylülde dönersiniz, başka ülkeden eylülde gelir aralıkta dönerler, Brezilya'dan aralık ayında gelir martta dönerler.. Çark bu şekilde.
Size mülaktta soracakları sorular sizi tanımaya ve ingilizcenizi sorgulamaya yöneliktir.
Öncelikle sizden kendinizi tanıtmanızı ve neden o işi/firmayı seçip, Amerika'da çalışmak istediğinizi anlatmanızı isterler.
Bunların cevabını verdiğinizde o kişi sizin İngilizce'nizi şöyle bir tartar, İngilizce'niz çok kötü değilse sorunsuz bir şekilde karşılıklı sorular sorarak oluşacak bir sohbet ortamında(onlar maaştan bahseder, siz kalacak yer sorarsınız, onlar burası soğuk derler, siz mont giyerim dersiniz vs. bu şekilde konuşmalar gerçekleşir genelde) mülakatı noktalarsınız.
Bu işin, işveren tarafı.
Bunun bir de acenta ve sponsor kısmı var ki, bunlar direk İngilizce'ye bakarlar.
Yani genel olarak, derdini anlatabilen, yurtdışından korkmayan kişiler, work and travel mülakatını geçerler.
İşverenlerin anlamak istediği bir başka nokta ise, orada onları yüzüstü bırakıp bırakmayacağınızdır.
Bu işten kaçmak da olabilir, verimsiz bir çalışan olmak da.
Unutmayın ki, sizin kabul etmediğiniz bir işe bir başkası gitmeye hazırdır ve bunu işverenler de bilir.
Bazı iş verenlerin sizi işe almaları için, başkalarından öne çıkan taraflarınız olmalıdır.
Bu tecrübe veya işin ehli olmak değil, az çok Amerika'da başına ne iş geleceğini bilmektir.
Size kalkıp takım elbise giydirip o konferanstan o konferansa göndereceklerini zannediyorsanız, çok yanılıyorsunuz.
Onlar size işi anlattıkça, nasıl karşıladığınıza çok dikkat ederler. Belki sizin kulağınıza hoş gelmeyecek olan o işe, sizinle mülakat yapan kişilerin nasıl dört elle sarılıp da yıllardır emek verdiğini göz ardı etmeyin.
Amerika'ya gidiyorsanız, burada bulacağınız işler ile oradakileri karşılaştırmayın.
Amerika'ya gidiyorsanız, o anda elinizde bulunan en iyi iş, en iyi iştir. Bir başka deyişle, daha iyi bir iş imkanınız yoksa, size sunulana yüzünüzü ekşitmeyin. Pozitif olun.
Pozitif olmuş insanlar |
Burada (Türkiye'de) liderlikten aşağı pozisyon beğenmeyip, usa'da bulaşık yıkayıp çok daha mutlu olan insanlar var ve bu insanların aklından zoru yok.
Sadece ne istediklerini biliyorlar.
Birtek işe odaklanıp, orada mutsuz olacağınızı düşünmeyin.
Herkese bol şans.
Oralarda biryerlerde, şuan bu blog'u okuyanlar içerisinde elbette benden iyi bilenler vardır.
Bu adamlar niye yazmaz?
İşte onlar da buraya yazsın, yorum yapsın.
Desin ki bu da var bunu da yazın.
Bana mail atsın yayınlayayım.
Bana dediğim şuraya: fatihgork@hotmail.com
Görüşmek üzere,
Fatih.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder