Öğrenci vizesi, Amerika'ya gitmek isteyen herkesin karşısına sık sık çıkan bir vize türü.
Adeta bir rüya gibi hayallerimizi süslemekte..
oh al vizeyi koy cebine sen sağ ben selamet diyen gençlerimiz, pek renkli pek hareketli olaylara şahit olma şansına erişebilmektedirler. Bu olaylar
"başına hoş olmayan bir iş gelmesi" anlamına gelen ....'e gelmek diye tabir ettiğimiz durumdur.
Öğrenci vizesi şakaya gelmez. Siz siz olun üç noktaya gelmeyin.
Peki ne yapmak lazım, bildiğimiz kadar paylaşalım:
Dil okulu, yüksek lisans, sertifika programları derken, Amerika'da öğrenciliğin vizesi F1 veya M1'dır.
M1 vizesi çok bilinmeyen bir vize, wikipedia'da aradığımda teknik veya mesleki eğitim programları için verildiğini gördüm. M1 vizesi ile okunacak programların yetenek gerektiren programlar olduğu da bilgiler arasında. Hmm.. Bu biraz karışık bir konu, yetenek gerektirmeyen programlara M1 alanlar da var, burayı atlıyorum.
F1 ile M1 arasındaki farkları araştırdığımda şunları buldum:
- M1 vizesi 1 yıllık veriliyor, 1 yılın sonunda uzatmak gerekiyor. F1 ise program süresince veriliyor.
Üniversite okumaya giden gençlerimiz 4-5 yıllık f1 vizeleri almaktadırlar. Ancak bu ilk paragrafta yazdığımız oh al vizeyi koy cebine gafletine düşen gençlerimize "salla salla vur duvara" olarak geri dönmekte. Okulların büyük bir kısmı, yoklama zorunluluğu koymakta. F1 vizesini alıp Amerika'ya girdikten sonra okulun yolunu unutanlar için, Amerikan hükümetine " bu öğrenci Amerika'ya kapağı atmaya gelmiş okula uğradığı yok" diye haber vermekte, I-20 belgenizi (Okuldan almış olduğunuz kabul belgesi, öğrenci vizesi için en temel belgeniz) iptal ettiğini hükümete bildirmekte, ABD'den çıktıktan sonra "benim vizem var oğluuum" diye ABD'ye geri geldiğinizde sizi pek şenlikli karşılamalar beklememekte, kapıdan geri çevrilebilmektesiniz.
- F1 vizesinde okul içerisinde az da olsa çalışabiliyorken, m1 vizesinde çalışamıyormuşssunuz.
- Eğer evliyseniz ve çocuğunuz varsa, F1 vizesi ile Amerika'ya
giderken eşiniz ve 21 yaşından küçük, evli olmayan çocuklarınıza da F2 vizesi için
başvurabiliyormuşsunuz.
- Aynı durum M1 vizesi için M2 olarak işliyor.
Gelelim F1 vizesine, F1 vizesi ıncığı cıncığı olmayan, direk öğrenci vizesi diyebileceğimiz vize. F1 ve M1 çalışma izni vermeyen vizelerdir. Yukarıda yazdığım gibi F1 vize sahipleri sadece okulda az miktarda çalışma hakkını elde edebiliyorlar.
-Ben dil okuluna gidicem
-al sana F1!
-Master'a gidicem,
-al sana F1!
-Sertifika programına gidicem
-al sana F1!
deseler keşke di mii! Ama öyle kolay olmuyor
muş o işler.
Öğrenci vizesini, öğrenciler için yapmışlar, ama öğrenciler ne yapmış? Şartlar zor tabi okul bisürü para vesaire vesaire, F1 vizesi ile abd'ye gelen öğrenci kardeşlerimiz burada çalışırken ederken yakalanmışlar. Son senelerde baya yakalanmışlar hem de. Bu durumun, son zamanlardaki f1 vize redlerinin sebeplerinden biri olduğu söyleniyor. Özellikle Türkiye için.
Bu gibi durumların oluşmasını önlemek için blog blog gezmek, belgeleri eksiksiz teslim etmek, cüzdanı kalın olmak yetmiyormuş arkadaşlar.
Eğer şansınızı arttırmak istiyorsanız mutlaka
danışmanlık hizmeti almak gerekiyormuş.
ABD'ye öğrenci olarak gitmeye karar verdikten sonra:
- Önce hangi bölümü istediğinize karar verin,
- Sonra o bölümün olduğu okulları araştırın.
- Okulların web sayfalarından tuition&fees kısmına girerek ücretini öğrenin.
Bazı okullar 3.00 ortalamaya ulaştıktan sonra size asistan olmak için hak tanıyorlar, bu durumda okulunuzun ücreti yarı yarıya düşebiliyor, böyle bir imkan olup olmadığını araştırın.
Okul seçmekte zorlanıyorsanız, yine noldu? Geldi mi konu yine
danışmanlık firmalarına?
Biz Türkler herşeyin en iyisini bilip, giriştiğimizden bazen küpümüze zarar olabiliyoruz. Vize sürecini sorunsuz atlatmak için şaka maka danışmanlık almak şart.
Danışman firmalar öğrenci vizesinde yardımcı olurken sizden para talep
etmiyor, vizenizi alırsanız gideceğiniz okuldan komisyon olarak alıyor. Bundan dolayı, eğer öğrenci vizesini alamayacak durumdaysanız, size yardımcı olmak istemeyebiliyorlarmış.
Konsolosluğa gitmeden önce doldurduğunuz online formda, işini iyi yapan bir danışmanlık firmasının adının geçmesi size süper bir referans olarak geri dönmekte, vize şansınızı arttırmakta.
Bir arkadaşımla beraber master programları hakkında merak ettiğimiz konular hakkında konuşuyorken, bir tavsiye üzerine Beşiktaş'ta bulunan
ALS Study Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı'na giderek, Aylin Karataş Hanım ile yaklaşık 1 saat görüştük. Kendisi, Amerika'da uzun yıllar kalmış, okulunu okumuş, sonrasında aşağıda bahsettiğim OPT programına ve hatta ardından H1 vizesine uzanan bir yoldan geçmiş, yaşanabilecek maksimum süreci birebir yaşamış bir danışman.
Sorduğumuz her soruya net yanıtlar almamızın yanı sıra, bizim farkedemediğimiz bir çok konuyu farkederek bize tavsiyelerde bulundu.
İşinizi süper biliyor bile olsanız, mutlaka danışmanlık hizmeti alın derim, bu konuda da tavsiyem
ALS Study Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı. Web adresi: http://www.alsstudy.com.tr/
Gönül isterdi ki buraya "şunu yapın, bunu yapın bunu yapın, öğrenci vizesini kapın" diye tam bir rehber yazabileyim. Ancak, öğrenci vizesi birebir tecrübe etmediğim bir vize, ve danışmanlık hizmeti bu sektördeki profesyoneller tarafından verilmeli, çünkü geleceği birçok açıdan etkileyebilecek kritik bir konu.
Ülkemizde, özellikle özel üniversiteler geleceğe yönelik bir yatırım olmaktan çıkmış, adeta bir ticaret kolu gibi işlemeye başlamışlardır. Özel üniversiteye git ver bi çuval para oku, sonra? Sonrasında verilen para pek de kolay çıkarılamamakta. Amerika'yı bu süreçte farklı yapan ne peki? Bu sorunun cevabı: OPT.
OPT: Optional Practical Training
F1 veya M1 ile mezun olduktan sonra, size verilen bir haktır OPT. Amerikalı gibi, greencard sahibi gibi iş başvurusu yaparsınız. Çalışma izni 12 - 18 ay uzunluğunda. Bitirmiş olduğunuz bölüm ile alakalı bir işte çalışmak üzere veriliyor. İşte bu noktada, Amerika'da üniversite okumak verilen paraya değmeye başlıyor, çünkü çok iyi maaşlar almaya başlayabiliyorsunuz.
OPT'yi bitirdikten sonra, H1 vizesine giden bir yol var. H1, ucu greencard'a kadar giden bir çalışma vizesi. Bu vizeyle ilgili bir yazıyı da Mayıs ayının sonlarına doğru yayınlayacağım, o yazıyı yayınladıktan sonra da buraya linkini atacağım.
Oralarda biryerlerde, şuan bu blog'u okuyanlar içerisinde elbette benden iyi bilenler vardır.
Bu adamlar niye yazmaz?
İşte onlar da buraya yazsın, yorum yapsın.
Desin ki bu da var bunu da yazın. Bana mail atsın yayınlayayım.
Bana dediğim şuraya: fatihgork@hotmail.com
Görüşmek üzere,
Fatih.